AIDS Nedir, Nasıl Bulaşır?

AİDS, HIV adındaki mikrobun neden olduğu, kan yoluyla ve cinsel ilişki sırasında bulaşan bir hastalıktır. Bu virüs, vücuda girdiğinde hastalığa karşı direnç göstermemizi sağlayan bağışıklık sistemimizi yok eder. Böylece başka hastalıklara yakalanmamız çok kolaylaşır ve en basit bir soğuk algınlığına bile direnç gösteremeyiz. Hem kadında hem erkekte görülen AİDS, her yaşta ortaya çıkabilir.

Fakat bu virüs, vücuda girdikten hemen sonra hastalık görülmez. Ayrıca, bu virüsün vücutta bulunduğunu gösteren herhangi bir şikayet ya da bulgu da yoktur. Ancak yapılan kan tetkikleri sonucu farkedilir. Yaklaşık 10-12 yıl sonra belirtiler görülmeye başlar. Bu zamana kadar kişi, mikrobu başkalarına bulaştırabilir. Ayrıca şunu bilmek gerekir ki, AİDS hastaları için “ölüm” kaçınılmaz bir sondur.

İlk olarak ABD’de ortaya çıkan bu hastalık, ülkemizde 1985 yılından itibaren görülmeye başlanmıştır. Ülkemizde, Sağlık Bakanlığının verilerine göre, 1300’e yakın hastanın olduğu saptanmıştır. En çok; İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa gibi büyük ve turistik yerlerde görülmektedir. Bunun en büyük sebebi de korunmasız cinsel ilişkidir. Hastalığa yakalananların yaklaşık üçte biri kadındır. Ülkemizde heteroseksüel erkeklerde çok görülse de homoseksüel ve biseksüel erkekler, madde bağımlısı kişiler ve hemofili hastalarında da bir hayli fazla görülür. Bir grup hastada ise hastalığın nedeni bilinmemektedir.

AİDS NASIL BULAŞIR?
AİDS’in üç tane bulaşma yolu vardır:
– Kanında bu virüsü taşıyan biriyle normal ya da anal ve oral cinsel ilişkiye girilmesi sonucu, özellikle korunmasız bir şekilde cinsel ilişkinin gerçekleşmesiyle HIV virüsü sağlıklı kişiye bulaşır.
– Hamile ve HIV virüsünü taşıyan anneden bebeğe, gebelikte veya doğumda bulaşabilmektedir.
– AİDS’li ya da HIV virüsüne sahip kişilerin kanlarına temas sonucu ya da organ nakliyle hastalık ya da virüs bulaşır.

AİDS’İN BELİRTİLERİ
AİDS’in virüs bulaştıktan yaklaşık 10 yıl sonra ortaya çıktığını söylemiştik. Vücuda giren virüs, kan hücrelerine zarar verir ve yok olmasına neden olur. Bu hücreler yok olmaya başladığında vücudun savunma mekanizması gittikçe azalır ve hastalığa yakalanma ihtimali çok artar.

Ateşin yükselmesi, iştahsızlık ve kilo kaybı, vücudun bazı bölgelerinde oluşan uçuk ya da yaralar, akciğer hastalıkları, geceleri terleme, ishal, öksürük ortaya çıkar. Lenf bezleri büyümüştür. Bunların hepsinin olması gerekmez. Bir kaçının bulunması hastalığın düşünülmesi için yeterlidir.
AİDS TANISI NASIL KONUR?
Eğer vücutta enfeksiyon varsa, ELİSA testi virüsün varlığını tespit etmek için en etkili yöntemdir. Bu testle virüs varlığı saptanmışsa başka testler de yapılması gerekir. Tek başına yeterli değildir. Kesin tanı için anti-hiv testleri yapılır. Ayrıca ELİSA testi negatif çıksa bile 6 ay sona yeniden yapılması gerekir.
AİDS TEDAVİSİ
Her ne kadar tıpta gelişmeler devam da etse, AİDS’in henüz tedavisi yoktur. Ayrıca bu virüsten koruyacak herhangi bir aşı da geliştirilememiştir. Yine de birkaç ilacın bir arada kullanılması hastanın biraz daha uzun ve rahat yaşam sürmesine yardımcı olmaktadır. Hayat boyu tedavi gerektirir ve hastanın dikkatli bir yaşam sürmesi gerekir. Günümüzde AİDS için kullanılan ilaçlar çok pahalıdır.